30 Aralık 2008 Salı

Amin Maalouf


Bana göre kitap okumayı sevmeyen birini bile kitap kurdu yapabilecek bir yazar Amin Maalouf. Ve yine bana göre bir insan, hayatında bir kere de olsa onun kitabı okumalı. Onun gerçekten yazı tarzı, seçtiği konular çok başka. Üstelikte Türk okuyucusunu da ilgilendiren pek çok öğe yer alıyor.

Amin Maalouf'u bilmeyenler için kısa bir bilgi vermek gerekirse:

Kendisi 1949 yılında Lübnan'da doğmuş. Ekonomi ve toplum bilimi okumuş. Gazetecilik yapmış ve kendisi uzun süreden beri Paris'de yaşıyor. Özellikle orta doğu ve akdenizi tarihi açıdan iyi bildiğinden ve tabiki de kendisi de o kültürde yaşamış olduğundan romanlarına bunu çok iyi yansıtabiliyor.

Ben ilk olarak kendisini "Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri" kitabıyla tanıdım kendisini. Bence kitabın ismi bile insanın ilgilisini çekmeye yetiyor. Okulda, Haçlı Seferleri'nin Hıristiyanlığı yayma ve doğunun zenginlerini elde etmek adına yapıldığını öğrenmişizdir. Haçlıların ortalığı yakıp yıktığından, barbarlıklarından ve müslümanlara (özellikle Araplara) zarar verdiğinden bahsedilmiştir. Peki bu durumu Arapların (daha doğrusu bir Arab'ın) gözüyle görmeye ne dersiniz?

Bazı Arap liderlerinin, hakimiyetlerini kaybetmemek adına Haçlılara karşı nasıl taviz verdiklerini, hatta iki ayrı hükümdarlığa sahip olan iki kardeşin birbirine düşmesi ve birinin bunu hayatıyla ödemesi ve Haşşaşinler....

Tabi Amin Maalouf, bu bilgileri verirken, tarih dersi verir gibi değil hikaye tadında anlatmış.

Bir diğer kitabı ise Semerkant... El yazması bir Rubaiyat'ın öyküsünü anlatıyor. Rubaiyat peki kime ait dersiniz? Ömer Hayyama ait! Ömer Hayyım'ın hayatı, Rubaiyat'ın yazılması ve yolcuğunu içeriyor. Ömer Hayyam'ı bana tanıtan kitaptır. Şiddetle tavsiye edilir(bu lafa da sinir olurum şiddet ne zamandan beri tavsiye etme yönetmi oldu? e nie kullandın diyebilirsiniz. blog benim blogum :)

Şimdi de en son okuduğum kitabından bahsetmek istiyorum. Doğunun Limanlar... Kitap, İsyan adlı kişinin hayat öyküsünü anlatıyor. İsyan'nın babası Kitabdar, Osmanlı Devleti döneminde Adana'da yaşamaktadır. Ve orada çoçukluğundan beri en iyi arkadaşı olan Nubar'la hiç ayrılmamışlardır. Ta ki meşhur Ermeni olayları patlak verene kadar. Sonra ikisi bir şekilde tekrar buluşurlar ve Lübnan'da yaşamaya başlalar. Bu arada Kitabdar, Nubar'ın kızıyla evlenir ve İsyan doğar. Kitabdar oğlu İsyan'ın ne doktor, ne mühendis olmasını istemiş. Onun hep devrimci olmasını istemiş ve bu konuda onu teşvik etmiş. Ancak o doktor olmayı seçmiş ama buna rağmen kendini Fransa'daki devrimci hareketten uzak tutamamış...

Sanırım bundan sonrasını yazmamalıyım. Ancak kendimce yapmaya çalıştığım giriş kısmıyla biraz merak uyandımış olmayı umarım. Şiddetle tavsiye edilir:)

(Biterken Çalan: PJ Harvey - Grow Grow Grow)

0 yorum:

Yorum Gönder

 

maruzatım var © 2008. Chaotic Soul :: Converted by Randomness