12 Haziran 2009 Cuma

The Reader


Finaller öncesi çalışmamak için elimden geleni yapıyorum bu aralar. Kendimi film izlemeye verdim resmen. Dün akşamda The Reader'ı izledim.

Filmin konusunun ne olduğunu açıkçası pek çözemedim. 15 yaşında bir erkekle aşk yaşayan bir kadının mı, Nazi döneminde SS subayı olan bir kadının yargılanması mı, yoksa okumayı bilmediğini yıllarca saklayıp, başkalarının ona okuduğu kitapları dinlemekten mutlu olan, sonunda okumayı geçde olsa öğrenen bir kadının hikayesi mi?

Bana göre sonuncusu. Ama film bunu bile tam olarak vurgulayamıyor. Kate Winslet'ın oynadığı Hanna Schmitz, yanlış kararlar vermiş, yanlış işler yapmış ve bunun bedelinide kendisi yargılanana kadar başkaları ödemiş. Ancak Hanna Schmitz'in neden bunları yapmış olabileceğine dair en ufak bir ayrıntı yok. Ben neden-sonuç ilişikisi ararım pek çok olayda ancak film bunu hiç bir şekilde bana sunmuyor.

Filmde beni rahatsız eden bir noktada da, Michae'ın Nazi kampında sağ çıkan kadınla görüşmeye gittiğinde yapmış olduğu diyalog. Filmin senaryosunu bana göre dibe vurduran bir noktası var. İçi bu kadar boş, ruhsuz ve yapmacık bir diyalog olamaz.

Bir başka unsur da, küvetin metaforik bir anlamı olması. Sanırım ruhlarını da aynı zamanda temizliyorlardı ama, tam olarak bu mu karar veremedim.

Filme genel olarak baktığımda beni rahatsız eden noktalarda olsa genel olarak iyi. Kate Winslet'ın oyunculuğuna diyecek yok zaten. Konu biraz aceleye gelmiş gibi geldi bana. Ama yine de izlenmeli.

Biterken Çalan:(Simon&Garfunkel - Sound Of Silence)

0 yorum:

Yorum Gönder

 

maruzatım var © 2008. Chaotic Soul :: Converted by Randomness